Sayı : 2013/H800/1272
Konu : MEB Eğitim Kurumu Yöneticileri Atama
ve Yer Değiştirme Yönetmeliği Taslağı 24.06.2013
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI
İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü’ne
İlgi : 20.06.2013 gün ve 1451007 sayılı yazınız.
İlgide günü ve sayısı belirtilen yazınızda, Bakanlığınıza bağlı eğitim kurumları
yöneticiliklerini ikinci görev olarak yürüteceklerin seçimine, atanmasına ve yer
değiştirmelerine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla, Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim
Kurumu Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği taslağı hazırlandığı belirtilmekte,
taslak hakkındaki görüşlerimiz sorulmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumu Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme
Yönetmeliği Taslağı aynı zamanda Bakanlığınız ile il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin
resmi internet sitesinde yayımlanmış, taslak, eğitim camiasının görüş, öneri ve eleştirilerine
de açılmıştır.
Öncelikle yönetici atama ve yer değiştirme yönetmeliğini yürürlüğe koymadan,
öğretmen ve yöneticilerimizin görüş, öneri ve eleştirilerine açmanızın oldukça yararlı
olduğunu belirtmek isteriz. Bizler de EĞİTİM SEN olarak, yönetici atama ve yer değiştirme
yönetmeliğiyle ilgili görüşlerimizi sizlerle paylaşmak isteriz.
Yönetmelik taslağı hakkındaki görüşlerimizi iletmeden önce, bugüne değin yapılan ve
yaşananların paylaşılmasını yararlı buluyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı, 2004-2013 yılları
arasında yönetici atama yönetmeliğini en az 13 kez tamamen veya kısmen değiştirmiştir. Bu
değişikliklerin iptali istemiyle eğitim ve bilim hizmetleri hizmet kolunda örgütlü sendikalar
tarafından açılanlar başta olmak üzere, açılan davaların önemli bir bölümünde yürütmenin
durdurulması ve iptal kararları verilmiştir. Yeterli hazırlık yapılmadan, sendikaların görüşleri
göz önünde bulundurulmadan yapılan bu değişiklikler ve yargı kararları üzerine, yönetici
atamaları kesintiye uğramış, yapılan atamalar iptal edilmiş ve büyük bir kaos yaşanmıştır. Bu
kaosun sorumlusu, hiç kuşku yok ki Milli Eğitim Bakanlığı’dır.
13.08.2009 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim
Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik henüz
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, yalnızca bir ay içerisinde iki kez değiştirilmiştir
(29.08.2009 gün ve 27334 sayılı Resmi Gazete ile 10.09.2009 gün ve 27345 sayılı Resmi
Gazetelerde yayımlanan yönetmelik değişiklikleri). Aynı Yönetmelik, 15.05.2010 gün ve
27582, 09.10.010 gün ve 27724, 09.08.2011 gün ve 28020 sayılı Resmi Gazetelerde
yayımlanan yönetmelik değişiklikleriyle üç kez daha değiştirilmiştir. 28.02.2013 gün ve
28573 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları
Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelikle, 13.8.2009 gün ve 27318
sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin
Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. Halen yürürlükte olan yönetmeliğin Resmi Gazetede yayımlanmasının üzerinden, henüz 4 ay
geçmeden yeni bir yönetmeliğin yürürlüğe konulmak istenmesi bu savımızın açık kanıtıdır.
Yalnızca EK 2 olarak adlandırılan Yönetici Değerlendirme Formunda yapılan değişikliklere
ilişkin bir açıklama kaleme almak, baskıya hazır bir kitap yazılması anlamına gelecektir.
Eğitim Sen olarak genel ilkemiz, eğitim kurumu yöneticilerinin, belirli koşullar
taşıyanlar arasından, eğitim kurumlarında görev yapan çalışanların, öğrenci ve velilerin ortak
iradesiyle ve seçimle belirlenmesidir. Seçim yönteminin katılımcı demokrasiye, eğitimbilim
gereklerine en uygun yöntem olduğu kanısındayız. Bu nedenle sendikamız söz konusu
yöntemi yaşama geçirmeye yönelik seçim yönetmeliği taslağını bakanlığınıza birkaç kez
iletmiştir. Yeni öneri ve katkılarla zenginleşebilecek söz konusu taslak incelendiğinde, bu
önerinin gerçekleşebilir, rasyonel ve etkili bir yöntem olduğu görülecektir. Dolayısıyla bu
önerinin yaşama geçirilmesi için gecikmeksizin çalışmaların başlatılmasını istiyoruz.
Eğitim yöneticilerinin seçimle belirlenmesi önerimiz esas olmakla birlikte,
yönetmelik taslağına ve yürürlükteki yönetmeliğe ilişkin görüş ve önerilerimiz de yazımız
ekinde Bakanlığın takdirine sunulmuştur.
Eğitim emekçileri ve onların öz örgütleri olan eğitim ve bilim hizmetleri hizmet
kolunda örgütlü sendikalardan gelecek öneri ve eleştiriler doğrultusunda, tartışmaları en aza
indirecek bir yönetmeliğin hazırlanmasını ve yönetici atamalarında yaşatılan kaosa bir son
verilmesini umuyoruz.
Gereğini bilgilerinize sunarım.
Mehmet BOZGEYİK
Genel SekreterMilli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumu Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme
Yönetmeliği Taslağı Hakkındaki Görüşlerimiz
1. Taslağın ‘Tanımlar’ başlıklı 4/1-h maddesinde yöneticiler tanımlanmış ancak müdür
başyardımcıları eğitim yöneticileri arasında sayılmamıştır. Müdür, müdür başyardımcısı ve
müdür yardımcılarının atama ve yer değiştirme biçimlerinin farklı şekillerde düzenlenmek
istenmesi, müdür başyardımcılarının eğitim yöneticileri arasında sayılmamasının gerekçesini
oluşturamaz. 99/13184 sayılı Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak, 10.08.1999 gün ve 23782
sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konan Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul ve
Kurumların Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmeliğin 7.
maddesinde müdür başyardımcısı normunun da düzenlendiği göz önünde bulundurulduğunda,
müdür başyardımcısının da eğitim yöneticileri arasında sayılması gerektiği sonucuna
ulaşılacaktır.
2. Taslağın ‘Sınava başvuru ve atama şartları’ başlıklı 5/1-b maddesinde; “Atanmak
üzere başvurulacak eğitim kurumuna alanı itibariyle öğretmen olarak atanabilmek”,
yönetici adaylarında aranacak koşullar arasında sayılmıştır.
Düzenleme, eğitim kurumlarında aylıkları karşılığında girebilecekleri ders olduğu halde,
yönetici adaylarının bu eğitim kurumlarına yönetici olarak atanma istemiyle başvuruda
bulunabilmelerini engelleyecektir. Yönetmelik hükmünün halen yürürlükte olan yönetmeliğin
5/1-b maddesinde yer aldığı gibi; “Atanmak üzere başvurulacak eğitim kurumuna alanı
itibarıyla öğretmen olarak atanabilmek veya bu eğitim kurumunda aylık karşılığı
okutabileceği ders bulunmak” biçiminde düzenlenmesi, çok daha yerinde olacaktır. Bu
biçimde bir düzenleme, 439 sayılı Yasanın 21.03.2006 gün ve 5473 sayılı Yasayla değiştirilen
6. maddesi ile 2007/19 sayılı Genelgeye de uygun olacaktır. Genelgede, “… ders bütünlüğü
de dikkate alınarak örgün ve yaygın eğitim kurumları müdür, müdür başyardımcısı ve müdür
yardımcılarına haftada 6 saat aylık karşılığı ders görevi verilecek, aylık karşılığı ders
görevini dolduran yöneticilere 6 saate kadar da ek ders ücreti karşılığı ders görevi
verilebilecektir. Görev yaptıkları kurumların özelliği nedeniyle derse girmeleri mümkün
olmayan yöneticiler bu kapsam dışında değerlendirilecektir. Ayrıca, kadrolarının bulunduğu
eğitim kurumunda yeterli ders sayısı olmaması gibi nedenlerle aylık karşılığı ders görevini
dolduramayan yöneticiler, aylık karşılığı ders görevlerini doldurmaları amacıyla bir başka
eğitim kurumunda görevlendirilmeyecektir.” biçiminde bir açıklama yer almaktadır. 2007/19
sayılı Genel uyarınca, bir eğitim yöneticisi, alanında girebileceği ders bulunmasa bile eğitim
kurumundaki yöneticilik görevini sürdürebilecektir.
Yönetmelik taslağının aynı maddesinde, Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri, Güzel
Sanatlar ve Spor Liseleri, Anadolu Liseleri, Bilim ve Sanat Merkezleri, Mesleki ve Teknik Eğitim Kurumları, Halk Eğitim Merkezleri, Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu
yöneticilerinde aranan koşullara yer verilmemiştir. Yani bu okul ve kurum yöneticiliklerine
hangi ölçütlerle atam yapılacağı düzenlenmemiştir. Bu eğitim kurumlarından Fen Liseleri,
Sosyal Bilimler Liseleri, Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri, Bilim Sanat Merkezleri ve Anadolu
Liselerinde öğretmen olarak görev yapabilmek için sınav kazanmış olmak koşulu arınırken,
yönetici olmak için başkaca bir koşul aranmaması kanımızca düzenlemenin eksik olduğunu
göstermektedir.
Yine aynı maddenin 1/d bendinde, son dört yıl içerisinde aylıktan kesme ve daha ağır bir
disiplin cezası almamış olmak, yönetici olarak başvuru ve atama koşulları arasında
sayılmıştır. Yönetmelik taslağının anılan hükmünün 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının
disiplin cezalarının uygulanmasını gösteren 132. maddesiyle çeliştiği açıktır. 657 sayılı
Yasanın 132/3. maddesinde “Kendilerine disiplin cezası olarak aylıktan kesme veya kademe
ilerlemesini durdurma cezası verilenler, valilik, büyükelçilik, müsteşar, müsteşar yardımcılığı,
genel müdürlük, genel müdür yardımcılığı ve daire başkanlığı görevlerine atanamazlar.”
hükmüne yer verilmiştir. Yasa, aylıktan kesme ve daha üst bir ceza alanların hangi
görevlere atanamayacaklarını tek tek saymıştır. Bunların arasında eğitim kurumları
yöneticilikleri yoktur.
Yasaların uygulanmasını göstermek için çıkarılan tüzük ve yönetmeliklerin dayalı
oldukları yasalara aykırı düzenlemeler taşıyamayacakları idare hukukunun bilinen
ilkelerindendir. 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 132/3. maddesinde kendilerine
aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilenlerin hangi görevlere
atanamayacakları tek tek sayılmışken, yönetmelikle aylıktan kesme ve daha üstünde ceza
alanların eğitim kurumları yöneticiliklerine atanamayacakları hükmünün getirilmiş olması,
normlar hiyerarşisine açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
3. Yönetmelik taslağının ‘Komisyonlar ve görevleri’ başlıklı 7. maddesinde, bakanlık
düzeyinde Sınav Komisyonu, iller düzeyinde İl Sözlü Sınav ve Değerlendirme Komisyonu
önerilmekte, ancak bu komisyonlarda sendika temsilcilerine yer verilmemektedir. Oysa
Bakanlığınızın sendikamızın önerisiyle 2002 yılında Kurum İdari Kurulunda alınan “Milli
Eğitim Şurası’na katılan üyelerin %5’ini sendika temsilcilerinin oluşturması, TBMM
uzmanlık komisyonları, öğretmen evleri, İLKSAN, okul yönetim kurulları ile bakanlık merkez
ve taşra örgütlerinde oluşturulmuş, bundan sonra oluşturulacak olan sürekli ya da geçici
kurul ya da komisyonlara en az bir sendika temsilcisinin katılmasına ve bunların görev
güvencelerinin sağlanmasına yönelik düzenlemelerin yapılması ve gerekli önlemlerin
alınması” kararını uygulama yükümlülüğü vardır. Ayrıca adı geçen komisyonların amaçları
ve görevlerine ilişkin hükümler incelendiğinde kamu görevlileri sendikalarının kurulun
bileşenleri arasında yer almasının; meşruiyet, etkililik, sonuç alıcılık ve yerindelik açısından komisyonların görevlerini yerine getirmesine önemli yararlar sağlayacağı kuşkusuzdur. Yine
bir komisyona hem sözlü sınav yapmak, hem itirazları incelemek, hem de değerlendirme
formu sonuçlarını değerlendirmek görevlerinin verilmesinin de büyük bir adaletsizlik
yarattığını belirtmek isteriz.
Yine madde metninde yer aldığı için sözlü sınava ilişkin itirazlarımızı da burada dile
getirmek isteriz. Sözlü ve mülakat sınavlarının haksız ve hukuka aykırı olduğuna ilişkin çok
sayıda yüksek mahkeme kararı vardır. Nitekim Danıştay İkinci Dairesi 11.01.2004 günlü
Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme
Yönetmeliğine karşı açılan 2004/840 Esas sayılı davada, önce 27.09.2004 günü “… dava
konusu yönetmeliğin 22. maddesinin mülakata ilişkin kısımlarının yürütmesinin
durdurulmasına” karar vermiş, sonra da 14.03.2007 gün ve 2007/1042 sayılı kararıyla
mülakata ilişkin düzenlemeleri iptal etmiştir.
Danıştay İkinci Dairesi, 4.3.2006 günlü Resmi Gazetede Yayımlanmış olan Milli Eğitim
Bakanlığı Eğitim Kurumu Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği için
açtığımız davada da, 2006/878 Esas sayılı dosyada “… yapılacak atamalarda eşit
koşullarda yarışmalarını sağlayan nesnel bir yöntem olan yazılı sınavdan sonra, her
türlü öznel değerlendirmeye açık sözlü sınav yapılması, yazılı sınavların nesnel
sonuçlarını etkisiz kılacağından, yönetmeliğin sözlü sınav öngören düzenlemesi hukuka
uygun değildir” gerekçesi ile sözlü sınav yapılmasına ilişkin yönetmelik hükmünün
yürütmesini durdurmuştur.
Kaldı ki sözlü sınavlar ve mülakatın sözlü olma niteliği, içeriği sınama ve değerlendirme
olanağı vermediğinden dolayı idari yargı denetimini yalnızca yetki ve şekil unsurları ile
sınırladığından Anayasanın “idarenin her türlü eylem ve işlemi yargı yoluna açıktır”
kuralına da aykırı düşmektedir.
4. Yönetmelik taslağının ‘Yöneticilik sınavları ve değerlendirme’ başlıklı 8/2.
maddesinde, yazılı sınavların ihtiyaca binaen Eylül ayında yapılacağı hükmüne yer
verilmiştir. Yönetici adaylarının kariyer ve liyakat ilkesi açısından geleceklerini
planlayabilmeleri ve belirsizliğe, keyfiliğe yer vermemek için, sınavların belirli aralıklarla,
‘örneğin her yıl Eylül ayında’ gibi, yapılması kurala bağlanmalıdır. Kaldı ki hukuksal
metinler belirsizlik yaratmak için değil, belirsizlikleri ortadan kaldırmak için yürürlüğe
konulmaktadır. Herhangi bir hukuksal metinde ihtiyaca binaen gibi bir ifadenin yer alması,
hukuk kurallarıyla belirsizlik yaratılması anlamına gelecektir.
Yine yönetmelik taslağının anılan maddesinden, yukarıdaki gerekçeler göz önünde
bulundurularak, sözlü sınava ilişkin hükümler çıkarılmalıdır.
5. Yönetmelik taslağının 11. Maddesinde ‘Sözlü sınav konuları ve puan değerleri’
düzenlenmiştir. Yüksek mahkeme kararları göz önünde bulundurularak, sözlü sınavı düzenleyen bu madde de yönetmelik taslağından çıkarılmalıdır. Kaldı ki sözlü sınava 70 puan
barajı konması, yazılı sınavda ne kadar yüksek puan alırsa alsın (örneğin 95 ve üzerinde bir
puan), bir adayın sözlü sınavla (örneğin 69 puanla) elenmesinin yolunu açacaktır.
6. Yönetmelik taslağının 12. Maddesinde ‘Yöneticiliğe atama’ düzenlenmiştir.
Belirsizliğin ortadan kaldırılması için, boş kadro alması koşuluyla, eğitim yöneticilerinin
belirli aralıklarla, örneğin altı ayda bir veya her yıl Mayıs- Haziran aylarında atama
yapılacağı kurala bağlanmalıdır.
Yönetmelik taslağının 12/6. Maddesinde, Müdür başyardımcılığına atanma yerine, müdür
başyardımcılığına görevlendirme düzenlenmiş, müdür başyardımcılığının güvencesi ortadan
kaldırılmıştır. Üstelik bu görevlendirme konusundaki yetki, bir biçimde, tamamen okul
müdürüne bırakılarak ve müdür yardımcısı olmak dışında hiçbir ölçüt ortaya konmayarak,
yönetici ataması/görevlendirmesinde tamamen kuralsız bir yöntem belirlenmiştir.
7. Yönetmelik taslağının 13 ve 14. maddelerinde ‘Kurucu müdür’ ve ‘Müdür yetkili
öğretmen’ olarak görevlendirme düzenlenmiştir. Bu görevler için duyuru yapılmadığı ve
herhangi bir koşul aranmadığı dikkate alındığında, bunlara önemli bir ayrıcalık sağlandığı
görülmektedir. Bu nedenle kurucu müdürlere ve müdür yetkili öğretmenlere ilişkin hükümler,
daha doğru olacak biçimde, bu görevlere yapılacak görevlendirmeler, duyuru, sınav puanı gibi
belirli ölçütlere bağlanmalıdır.
8. Yönetmelik taslağının 15. Maddesinde ‘İsteğe bağlı yer değiştirmeler’ düzenlenmiştir.
Buna göre görevli bulundukları eğitim kurumlarında üç yıl görev yapan yöneticiler, yer
değiştirmeler valiliklerce yapılacağından, yalnızca il içerisinde yer değiştirme isteğinde
bulunabilecektir. Oysa yönetmeliğin, yöneticilerin, iller arasında yer değiştirmelerine de
olanak verecek biçimde yeniden düzenlenmesi gerekir. Özür grupları başta olmak üzere, iller
arasında yer değiştirmek isteyen eğitim kurumu yöneticilerine bu olanağın tanınmaması
büyük bir haksızlık olacaktır.
9. Yönetmelik taslağının 16. Maddesinde ‘Çalışma süresine bağlı yer değiştirmeler’
başlığı altında, bir süredir uygulanmakta olan eğitim yöneticilerine rotasyon uygulaması
düzenlenmiştir. Üstelik bu yapılırken, sekiz yıl olan rotasyon uygulaması altı yıla
düşürülmüştür. Yönetmeliğin anılan maddesi ile geçici maddelerde de bu konuda bir
düzenleme yer almadığından, eğitim kurumu yöneticilerinin geçmiş çalışma süreleri de buna
eklenmiş, böylece yönetmelik, haksız ve kanunların geçmişe yürümezliği ilkesine aykırı
olacak biçimde geçmişi kapsayacak biçimde düzenlenmiştir. Eğitim kurumu yöneticilerinin
rotasyonu, eğitim yöneticileri, eğitimciler ve eğitim sendikaları tarafından yeterince
tartışılmamıştır. Üzülerek belirtmek isteriz ki, bu konuda ortak bir çözüm bulunması için
Bakanlığınızca hiçbir çaba da sarf edilmemiştir.10.Yönetmelik taslağının 17. Maddesinde, ‘Atama ve yer değiştirmelerde puan eşitliği’
düzenlenmiştir. Ancak belirtilen hallerde de puan eşitliğinin bozulmaması durumunda hangi
yöntemin uygulanacağına ilişkin bir kural konulmamıştır.
11.Yönetmelik taslağının 18. Maddesinde ‘Soruşturmaya bağlı yer değiştirmeler’
düzenlenmiştir. Buna göre eğitim kurumu yöneticilerinin, soruşturmaya dayalı olarak da,
görev yerleri değiştirilebilecektir. Kuşkusuz yönetmeliğin anılan hükmü, istisnai uygulamalar
olması durumunda, eğitim emekçileri ve eğitim kurumu yöneticilerinin büyük bir tepkisi ile
karşılaşmayacaktır. Ancak uygulamalar bunun hiç de böyle olmadığını, görevinden alınmak
veya yeri değiştirilmek istenen eğitim kurumu yöneticileri hakkında hemen disiplin
soruşturması başlatıldığı ve sudan bahanelerle, görevden alındıkları ve görev yerlerinin
değiştirildiğini göstermektedir. İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin bu konudaki en büyük
dayanakları da, yönetmeliklerde yer alan benzer hükümler olmaktadır.
12.Yönetmelik taslağının 19. Maddesinde ‘Norm kadro fazlası yöneticiler’in görev
yerlerin değiştirilmesi düzenlenmiştir. Eğitim kurumu müdürleri norm kadro fazlası
olamayacağına, yalnızca müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı normu zaman içerisinde
değişebileceğine göre, yönetmelik maddesinin de buna göre düzenlenmesi, teknik olarak daha
doğru olacaktır.
13.Yönetmelik taslağının 20. Maddesinde ‘Yöneticilik görevinin sona ermesi’
düzenlenmiştir. Buna göre, (madde 20/5) soruşturma ve incelemeye dayalı olarak da eğitim
kurumu yöneticilerinin yöneticiliklerine son verilebilecektir. Öğretmenlik mesleği, eğitim
kurumu yöneticiliğinden daha değersiz değildir ve olamaz. Kanımızca öğretmen olarak
atanma koşullarını kaybetmemiş bir eğitim kurumu yöneticisinin, soruşturmaya dayalı olarak
yöneticilikten alınarak öğretmenliğe atanması büyük bir haksızlık olacaktır.
14.Yönetmelik taslağının 21. Maddesinde ‘Yeniden atama’ düzenlenmiştir. Buna göre
kendi istekleriyle yöneticilikten ayrılanlar aradan bir yıl geçmedikçe yeniden yöneticiliğe
atanamayacak, üç yıl geçtikten sonra da başvuru hakkını yitirecektir. Taslağın bu maddesi de,
yöneticilerin atanmasına ilişkin genel hükümlerle bağdaştırılamaz. Eğitim kurumu yöneticisi
olarak atanma hakkı elde etmiş bir yönetici, yönetici olarak atanma koşullarını yitirmedikçe
bu haklardan mahrum edilmemeli; yöneticilerin, özür nedeniyle eğitim yöneticiliğini
bırakmak zorunda kaldıkları da göz önünde bulundurularak, bir yıllık süre şartı
kaldırılmalıdır.
Okul Yöneticileri Seçim ile Belirlensin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder