Başbakan Erdoğan’ın 96 bin sözleşmeli personeli kadroya geçiriyoruz müjdesinin arından sözleşmeli personelin gözü haklarına çevrildi. Yazarımız Sadettin Orhan, memuriyet kadrosuna geçen sözleşmeli personelin kazançlarını yazdı…
En son 2011 yılında kadroya geçirilen 4/B sözleşmelikamu çalışanlarından sonra şimdi de 96 binsözleşmeliye kadro veriliyor. Peki neden öncesözleşmeli personel istihdam ediyoruz ve sonra buinsanları kadroya alıyoruz?
Sözleşmeli olarak işe alıyoruz zira memuriyetidüzenleyen meşhur 657 Sayılı Kanun devlete dar geliyor. Siyasi irade kamu hizmetlerini daha esnek, dahaverimli ve performans kaygısıyla yürütecek personele ihtiyaç duyuyor. Ayrıca personel açığı olan yerlerdemümkün olduğu kadar sabit personel çalıştırmak istiyor. Bu şartlarla ilana çıkıyor, şartlara razı binlerce aday başvuruyor ve ”devlet işine” girdiği için memnun ve mesut olarak işe başlıyor. Ancak daha sonra bakıyorlar ki “devletin asli ve sürekli” işlerini gören ayrı bir memur tipi var. Bu memurlar:
- Görevde yükselme ve unvan değiştirme hakkına sahipler
- İller arası yer değiştirebiliyorlar
- Aylıklı-aylıksız izin hakları daha geniş düzenlenmiş
- Memuriyet güvencesiyle çalışıyorlar
Bu hakları gören sözleşmeliler doğal olarak başlıyorlar kadro talebinde bulunmaya. Sendikalar, dernekler ve siyasetçiye ulaşabildikleri her kanaldan taleplerini gündeme getiriyorlar. Ve sonunda kazanıyorlar. Bu sözleşmeliler kadroya alınıyor ancak ardından yine 4/B’li personel alınmaya devam ediliyor. Sözleşmeli olarak başlayanlar “hele bir devlete kendimizi atalım, nasılsa kadro verilir” diyerek göreve başlıyorlar. Peki,hem sözleşmeli personel arayışına giren devlet hem de kadro talep eden sözleşmeliler haklıysa ortada bir sorun yok mu? Evet, bir sorun var ve bu sorunun çözümü sözleşmeli olarak başlatıp kadro vermek değil. Çözüm; liyakati ve performansı esas alan, istihdam garantili ama çalışanla çalışır gibi yapanı ayıran kapsamlı bir kamu personel reformu.
Kadroya geçen sözleşmeli personel ne kazanacak?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder